Marka Kurucusu Senem ile Monanneé'ye Dair

Editör: Zeynep Selim

Hafta sonu Senem ile onun önerisiyle geldiğimiz çok tatlı bir kafede çok keyifli bir röportaj yaptık. Senem'i ve marka hikayesini yakından tanımak, hedeflere giden yolda çok emek gerektiğini yüzüme bir kez daha çarptı diyebilirim :) Aynı ekipte çalıştığımız için onun çalışma disiplinini zaten farkındaydım, röportajımızı okuduğunuzda siz de göreceksiniz ki bu kadar kısa bir süreye bu kadar fazla işi sığdırmasından da bunu anlamak mümkün. Çok keyifli geçen diyalogumuz umarım sizlerin de keyifle okumasına ve Monanneé’nin marka hikayesini, yolculuğunu daha yakından tanımanıza imkan sağlar.

 

 

Zeynep: Senem selam, marka hikayesinden bahsetmeden önce bize biraz kendinden bahsedebilir misin? İnanıyorum ki seni tanımak markayı tanımak açısından da çok önemli bir rol oynayacaktır.

 

Senem: Merhaba Zeynep, -bize kendinden bahseder misin?- soruları beni hep korkutmuştur :). Cümleye nasıl girsem kendimi en iyi anlatırım diye endişe duydum hep, genelde kronolojik ilerlemeyi tercih ediyorum. 1997 senesinde Eskişehir’de doğdum fakat henüz 40 günlükken İstanbul’daki evimize dönmüşüz, özetle bu yaşıma kadar İstanbul’da büyüdüm. İyi de bir İstanbul aşığıyım. Oldukça inek olarak tanımlanabilecek bir çocukluk serüvenimin ardından yüksek derecelerle Kabataş Erkek Lise’sini kazanıp çok da yüksek olmayan derecelerle 2016 senesinde çok sevdiğim lisemden mezun oldum :) Liseden mezun olduktan sonra; Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslarası İlişkiler bölümünü kazandım. Her anlamda oldukça tempolu bir üniversite hayatı geçirdim. Üniversitenin ilk yıllarında yükselen sosyal medya trendinin neresinden yakalarız acaba diye düşünürken erkek arkadaşımla birlikte dijital içerik üreticiliğine başladık ve öğrencilik hayatımızdan bahsettiğimiz bir Youtube kanalı açtık. Eş zamanlı olarak kariyer yolculuğumu Pernod Ricard, QNB Finansbank ve Unilever gibi global firmaların dijital pazarlama departmanlarında staj yaparak başlatmış oldum. Mezun olduktan sonra; okurken başladığım Unilever kariyerime ara vermeden devam ettim. 3 Yıldır Unilever Türkiye gıda kategorisinde dijital pazarlama yönetimi yapıyorum. Üniversite yıllarımda Youtube aracılığı ile başladığım dijital içerik üreticiliğine de hobi olarak Instagram/Tiktok ve Youtube platformlarında devam ettirmeye çalışıyorum. Monanneé yolculuğum ise 2022 senesinde başladı. Monanneé bir yavaş moda markası, moda da sürdürülebilirliği ve lokal üretimin önemini vurgulamak üzere yola çıktık ve 4. Sezonumuz ile yola devam ediyoruz.

 

 

 

Zeynep: Hikayeni dinlediğimde hep hedeflerini tamamlayıp kendine yeni hedefler koyan bir kadın görüyorum,  Monanneé  de anladığım kadarıyla senin için bu hedeflerin en heyecan vericilerinden biri. Monanneé’nin senden çok izler taşıdığının, hikayeni detaylıca dinleyince daha çok farkına vardım diyebilirim. Biraz marka hikayenden detaylıca  bahsedelim, yola çıkma motivasyonun neydi?

 

Senem: Tekstil Türkiye’de her anlamıyla büyük bir öneme sahip; tekstil endüstrisindeki üretim ve hammadde imkanları birçok başka ülkeye kıyasla bu topraklarda oldukça gelişmiş durumda fakat kendi deyimimle “bilinçli markalaşma” maalesef ki aynı hızla ilerlemiyor. Monanneé olarak yola çıkarken ortaya koymaya çalıştığımız en öncelikli vizyonumuz lokali “yavaş moda” ile tanıştırmaktı. Avrupa ve Amerika gibi bölgelerde sıkça bahsi geçen “yavaş moda” kavramıyla daha tanışmamış binlerce insana; yavaş modanın ne olduğunu, tekstilde sürdürülebilirliği,  lokal üretim ve tüketimin önemini, milyonlarca tekstil atığının dünyaya verdiği zararın önüne nasıl geçebileceğimizi anlatma motivasyonu bizi hep çok heyecanlandırdı. Monanneé’nin tüm markalaşma sürecinden ben sorumluyum, üretim süreçlerini babam ile birlikte yürütüyoruz, finans tarafından ise annem sorumlu :)  2 senedir tüm üretim sürecimizi lokal olarak gerçekleştiriyoruz. Ufak adetlerde üreterek her sezon ürettiğimiz her bir parçayı tüketiciyle buluşturmayı hedefliyoruz. Kullandığımız hammadde ve tüm materyalleri en üst kalitede seçiyoruz. En öncelikli hedefimiz tüketiciyle buluşan ürünlerimizin gardıroplarında uzun ömürlü yer edinebilmesi. Tüm tasarım hikayemiz “sade”liğe dayanıyor; zamansız çizgileri sahipleniyor ve ürettiğimiz tüm ürünler her dönem tercih edilebilsin istiyoruz. koleksiyon parçalarımızı tasarlarken özellikle şehirli kadının derdinden anlamaya çalışıyoruz; temel parçalar ile hızlıca kombinlenebilen ve şehrin her anına ayak uydurabilen anahtar parçalar ile gardıroplarda yerimizi almak istiyoruz.

 

 

 

 

Zeynep: Yeni sezonla da beraber bu yolculuk şu an nasıl geçiyor, bu yolculukta nelerle karşılaştın?

 

Senem: Marka yolculuğum beklediğimden de hızlı ve heyecanlı ilerliyor. Henüz 1.5 seneyi geride bırakırken  4. sezonumuzu tüketici ile buluşturduk. Başladığım günden bu yana ne çok şey öğrendiğimi düşündüm bu soruyu duyunca. Her anım dolu dolu öğrenimlerle geçiyor, üretim yapmak bambaşka bir şey ürettiğin şeyin hikayesini insanlara anlatabilmek yani genel geçer deyimi ile “pazarlayabilmek” bambaşka bir şey. Kendimi iyi bir dijital pazarlamacı olarak tanımlayabilirim belki ama hem hikaye anlatıclığında hem de üretim alanında daha katedilecek çok yol olduğunu düşünüyorum. Dışarıdan nasıl göründüğünü bilmiyorum ama dışı sizi içi beni yakıyor mu denir? :) Zor. Her anından keyif alıyorum gibi klişe cümleler kurmayacağım çünkü bazen durup oturup ağladığım çok oldu. “Ben bu problemle nasıl baş edeceğim? , Bu sorun nasıl çözülür?” kendime son senelerde en sık sorduğum sorular. Küçük işletme kurup yönetmek sizi mükemmel bir sorun çözücü haline getirebiliyor, sanırım en sevdiğim yanı bu. Hem oldukça zorlayıcı hem de aldığınız hızlı geri dönüşler çokça motive edici. 4. sezonumuzu yaklaşık 1 ay önce lanse ettik; sanırım her anlamda en çok içime sinen koleksiyonumuz bu oldu,  şehirli kadınların en büyük derdi bence “zamansızlık” ; bu zamansızlık içerisinde ciddi vakit alan bir konu da “ne giysem?” oluyor. Evden öyle parçalar giyip çıkmalıyız ki sabah trafiğinden tutun, gün içi koşturmalarına, akşam yemeklerine eve geç dönüşlere, tüm bir gün döngüsüne en iyi eşlik eden parçalar onlar olmalı. Eskiden “ofis şıklığı” diye bir kavram vardı, eskiden diyorum ama “pandemi öncesi” de diyebiliriz fakat yeni dünya düzeni ile ofis kavramının gittikçe blurlaştığını düşünüyorum, bunda 3 senedir tamamen remote/online çalışmamın da payı vardır elbette :) Her an her yerde her işi halledebilir duruma geldik bir çoğumuz, tüm bu kaosun içerisinde “rahat” hissetmek bence en önemli hakkımız. Yeni sezonumuz “out of office” in her bir parçası da bu rahatlığın temsilcileri. Çok yüksek kalitede ve kendinizi bulutların üzerinde hissedeceğiniz kadar yumuşak kumaşlar tercih ettik ve aynı zamanda tüm modellerimizi  “şık” hissedebileceğiniz çizgilerle tasarladık.

 

 

 

 

Zeynep: Sen de anladığım kadarıyla bu koleksiyonun hitap ettiği kadınlardan birisin, iş hayatını göz önünde bulundurarak söylüyorum çünkü girişimci ruhlu olmak demek de aslında sınırların dışında olmaya, var olmayanı kabul ettirmeye karşı bir savaş gibi benim gözümde . Bu  koleksiyonu kendin dışında etkileyen ilham kaynakların da oldu mu?

 

Senem: En çok ilhamı kendimden alıyorum aslında, kendimi bildim bileli bir koşturma içerisindeyim. Evde, okulda, işte ve hatta sosyalleşmek için geçirdiğim zamanlarda bile derdim hep ortaya en iyisini koymak oldu. Her zaman aynı anda birden fazla şeyle meşgul oldum; bu da bana hep büyük bir kaosun parçası olduğumu hissettirdi.. Bu kaos içerisinde de tahmin edersiniz ki en büyük sorun “zamansızlık.” Elbette sadece bu sorunla ben boğuşmuyorum; çevrenize kimse sorsanız genelde “vaktim yok” yanıtını alacaksınızdır :)  Out of office’in hikayesini oluştururken de özellikle bu problemin üzerine gitmeliyim dedim. 

Kapanışı yaparken senin bu konuyu çok iyi özetleyen bir deyimin var burada onu da geçirmek istiyorum bence bu koleksiyonu en iyi anlatan cümle de o:  “life goes really fast, at least be slow in your wardrobe.” :)

 

 

Zeynep: Çok teşekkür ediyorum Senem, çok keyifliydi. Umarım okurlarımıza da röportajı yaptığımız ortamın enerjisi geçer ve markayı daha yakından tanırken keyifle okurlar.

 

Senem: Ben teşekkür ederim Zeynep, bu keyifli sohbet için :)

 

 

 

 

 

Her zaman markaya dair merak ettiklerinizi bize iletişim kanallarımızdan iletebilirsiniz.

 

Etiketler: Monanneé'ye Dair, Senem Sarkanak, Yavaş Moda
Kasım 12, 2023
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Alışveriş deneyiminizi geliştirmek, hizmetlerimizi sunmak, müşterilerin hizmetlerimizi nasıl kullandığını anlayarak iyileştirmeler yapabilmek ve ilgi alanlarına göre özelleştirilmiş reklamlar da dahil olmak üzere reklamları gösterebilmek için çerezler ve benzeri araçları kullanmaktayız. Onaylı üçüncü taraflar da bu araçları, reklam gösterimimizle bağlantılı olarak kullanır.